The effect of physical environment on cognitiveand social development of children is highly admitted. Thus, this articlediscusses the relation between child and urban space through playgrounds withinthe perspective of Child Friendly Cities Approach. For this purpose,accessibilities and areal efficiencies of playgrounds within three different regionsof Erzurum, selected due to their different urbanization processes, areexamined. Changing needs of different age groups are considered for theaccessibility analysis. Practices of children to use playgrounds, streets andother urban spaces are also observed. This analysis, firstly, puts forward thatapplications related to playgrounds varies due to the varieties of urban spaceformation through time. Secondly, theplaygrounds are not accessible for children aged under 11 and have arealefficiency problems within all regions. Thirdly, the usage of urban space bychildren is affected by their socio-economic situations. Thus, it is a priorityto determine a legal obligation about the size and distribution of playgroundswithin urban space through regulations. Moreover, other urban spaces must beredesigned to be more secure for their everyday usage by children. The ongoingurban transformation projects at all cities should be used as an opportunity tosolve these issues and provide more liveable urban spaces for all.
Çocukların bireysel ve sosyal gelişimlerinde içindeyaşadıkları fiziksel çevrenin etkisi giderek daha çok kabul edilmektedir. Bumakale, Çocuk Dostu Kent yaklaşımı çerçevesinde çocuk ve kentsel mekânilişkisini, çocuk oyun alanları üzerinden tartışmaktadır. Bu amaçla Erzurumkentinde farklı kentleşme dinamikleri ile öne çıkan üç mahalledeki çocuk oyunalanlarının erişilebilirlikleri ve alansal büyüklük açısından yeterlilikleriincelenmiştir. Erişilebilirlik analizleri için farklı yaş gruplarının değişenihtiyaçları dikkate alınmıştır. Ayrıca çocukların hem bu alanları hem de sokakve diğer kentsel boşlukları nasıl kullandıkları da gözlemlenmiştir. Bu analizilk olarak tarihsel süreçte kentsel mekân oluşumunda gözlemlenen farklılıklarınçocuk oyun alanları açısından da farklı uygulamaları öne çıkardığınıgöstermiştir. İkinci olarak, bu analize göre tümbölgelerde 11 yaş altı çocukların oyun alanlarına erişimi sorunlu, çocuk oyunalanı varlığı alansal büyüklük bakımından yetersizdir. Üçüncü olarak, kentsel mekânlarınçocuklar tarafından kullanımı sosyo-ekonomik yapıdan etkilenmektedir. Öncelikleyasal mevzuatımızda çocuk oyun alanlarının büyüklüğü ve kentsel alan içindekidağılımına ilişkin bir standart belirlenmeli ve çocuk oyun alanları konusundabazı zorunluluklar tanımlanmalıdır. Diğer kentsel mekânlar çocukların kullanımıaçısından güvenliği artacak şekilde yeniden tasarlanmalıdır. Her ilde yoğun birşekilde devam eden kentsel dönüşüm projeleri, kentlerdeki bu gibi sorunlarıçözmek ve herkes için daha yaşanılabilir kentsel mekânlar oluşturmak için birfırsata dönüştürülebilir.