Açıklama:
Bu makale, Kemalist rejimin bir burjuva modernite projesi olarak tasarladığı Ankarakentinin kuruluşunun başlıca çelişkisini oluşturan, Falih Rıfkı Atay’ın 1930’lu yıllar gibierken bir tarihte bile “iki[nci] Ankara” olarak tanımladığı, Altındağ baraka mahallelerinitartışmaya açacaktır. Bu tartışma ise, devlet inşası sürecinin kurucu -ancak literatürdeihmal edilmiş- bir veçhesi olan polisin toplumsal ve mekânsal tarihi bağlamındayürütülecektir. Yenişehir’in siyasal/iradi karar ve müdahalelerle kurulduğu, aynı zamandaimar ve arsa rantlarının belirleyiciliğinde şekillenen bir süreç içinde Altındağ, “kentinhizmetkarları”nın yoğunlaştığı bir mekân olarak ortaya çıkmıştır. Yoksulların Altındağ’dayoğunlaşması olgusu, Türkiye toplumsal formasyonunun özgül sorunlarından birisi olangecekondu meselesinin tarihsel kökenlerine ve buna ilişkin devletin izlediği siyasetedair önemli bir tartışma zemini sunmaktadır. Zira Altındağ’ı kurdukları barakalarlaişgal eden ve ancak Ankara’nın emek arzını 1950’li yıllara kadar neredeyse tek başınakarşılayan Altındağ’ın heterojen emekçi nüfusu, erken Cumhuriyet rejimi için bir türasayiş meselesi olarak algılanmış ve buna ilişkin kurucu bir polis siyaseti tanımlanmayaçalışılmıştır. Erken Cumhuriyet Ankarası’na damgasını vuran Nevzat Tandoğan’lıyıllarda (1929-1946) rejimin kurumsal, siyasal ve ideolojik veçheleriyle sınıfsal birtemelde tahkim edilmesi sürecinin ana bileşeni olan bu polis siyasetinin ise birbiriyleilişkili üç dinamik üzerinden işlediği söylenebilir: Mekânın zapt edilmesi, yoksulluğunsiyasal inşası ve gündelik hayatın ahlâki denetimi. Bu tartışmayla iddia edilen odur ki,Altındağ’da emeğin tarihsel kurulum süreci, aynı zamanda bir asayiş meselesi olarakdevletin polis siyasetini belirlemiş ve özgül bir toplumsal marjinalleş(tiril)me sürecininmekânsal, sınıfsal ve siyasal dinamiklerini döşemiştir.