Özet:
İki temel amacı olan bu araştırmada ilk olarak bankacılık sektöründe çalışan
bireylerin işyerinde duygusal iyi oluşlarını olumlu ve olumsuz etkileyen faktörlerin ortaya
çıkarılması amaçlanmıştır. Daha sonra banka çalışanlarının işyerinde duygusal iyi oluşu,
keşfedilen belirleyici faktörleri ile birlikte prososyal hizmet davranışları ve işten ayrılma
niyeti üzerine etkisi bir model çerçevesinde incelenmiştir. Ayrıca katılımcıların işyerinde
duygusal iyi oluş düzeyinin yaş, cinsiyet, medeni durum, unvan, hizmet süresi, öğrenim
düzeyi, çocuk sayısı ve çalışılan banka türü gibi demografik değişkenlere göre farklılaşıp
farklılaşmadığı analiz edilmiştir.
Araştırma kapsamında ilk olarak Burdur il merkezinde görev yapan kamu ve özel
sektör banka çalışanlarından 60 kişilik bir örneklem grubu ile nitel araştırma süreci
gerçekleştirilmiştir. Araştırma bulgularına göre bankacılık sektöründe işyerinde duygusal
iyi oluşun temel belirleyicileri; işyeri arkadaşlığı, işin kendisi, yönetici desteği, çalışma
koşulları, ödül ve takdir, müşteri ilişkileri, adalet algısı ve hedef algısı şeklinde sekiz
faktör olarak belirlenmiştir. Daha sonra Burdur, Isparta ve Antalya (Batı Akdeniz
Bölgesi) il merkezlerinde görev yapan kamu ve özel sektör banka çalışanlarından 400
kişilik bir örneklem grubunda anket uygulaması yolu ile nicel araştırma süreci
gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler SPSS (22.0) ve AMOS (16.0) paket programında
analiz edilmiştir.
Araştırma sonuçlarında işin kendisi, yönetici desteği ve hedef algısı faktörlerinin
işyerinde duygusal iyi oluş üzerinde istatistiksel olarak anlamlı etkilerinin olduğu
görülmüştür. Ayrıca işyerinde duygusal iyi oluşun işten ayrılma niyetine negatif yönde,
prososyal hizmet davranışına da pozitif yönde anlamlı bir etkisi olduğu bulgulanmıştır.
Demografik değişkenlere göre yaş, medeni durum, hizmet süresi ve çalışılan banka türü
açısından farklılıkların istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edilirken, cinsiyet,
öğrenim düzeyi, unvan ve çocuk sayısı açısından banka çalışanlarının işyerinde duygusal
iyi oluş düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Çalışmadan
v
elde edilen bulgular bu alandaki uygulayıcılara, araştırmacılara ve yöneticilere katkı
sağlayacak bilgiler sunmaktadır.